T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
RİZE / GÜNEYSU - Kaptan Ahmet Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi

Verimli Ders Çalışma Önerileri

 

BİR ADET ÇALIŞMA ŞEVKİ ALAYIM, VERİMLİSİNDEN OLSUN…



Geçtim odama, oturdum sandalyeye, koydum kitabı önüme, bir de kahve yaptım oh mis…

İnstagram hikâyeye de kahveli fotoğrafı attınız, artık çalışmaya hazırsınız. Ama durun! Belki güç bela kendinizi ikna ettiniz dersin başına oturmaya. Ama madem girdiniz bir yola, geçen dakikaların sonunda “Ben ne çalıştım şimdi?” dememek için söyleyeceklerimize biraz kulak verin:

Verimli ders çalışma varmış diyorlar. Nedir ki o?

Çalışma ile ilgili birçok özlü söz ya da motivasyon cümlesi duymuşsunuzdur:

“Başarının yolu çalışmaktan geçer”

“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalış”

“İşleyen demir pas tutmaz”

“Bizi çalışmak kurtarır”

Yukarıdaki cümlelerden de anlayacağınız gibi; çalışmanın, her yaşta önemi büyük. Öğrencilikte ise bu durum masa başı ek mesai gerektiriyor. Peki, çalışmak madem bu kadar önemli, neden çalışamıyorsunuz? Ya da çalıştıklarınız neden aklınızda kalmıyor? Çalışma şekliniz sizi neden başarıya götürmüyor?

Öncelikle şunu bilmeniz gerekir. Çalışırken insanı motive eden en önemli şey başarma duygusudur. Yani bir derse güç bela çalıştığınızı düşünün. Yapılan sınavda yüksek puan alırsanız, tattığınız bu başarı duygusu sizi diğer derslere de çalışmaya iter. İşte bu başarı duygusunu yaşayabilmek ve başarma güdüsünün sizi çalışmaya itebilmesi için başlangıcı bir yerden yapmalısınız.

Kendinizi yeterince motive edip masaya oturmayı başardınız diyelim. Peki nasıl çalışacaksınız? Saatlerce çalışmak mı gerekir? Kaç soru çözülmeli?

Bu soruların sizin verimli çalışmanızı sağlayıp sağlamayacağını anlamak için Türkiye geneli sınavlarda derece yapmış öğrencilerin ifadelerine bir göz atın:

“Ben aslında çok çalışmadım”

“Günlerce test çözen bir öğrenci değilim”

“Arkadaşlarımla sinemaya da gittim, dışarı da çıktım. Gece gündüz masa başında değildim.”

Gördüğünüz gibi, başarıyı yakalamış öğrenciler gün boyunca ders çalışmamışlar. Belki sizi engelleyen şeylerden bazıları da; “Benim çalıştığımdan ne olur, dersin başında fazla oturamıyorum ki” gibi düşünceler olabilir. Bu düşünceden kurtularak, çok çalışma değil, verimli çalışma yöntemlerine odaklanmalısınız:

Gerekli koşulları sağla

Çalışmaya oturduğunuz anda aklınız yemediğiniz çikolatada, yapmadığınız ütüde, toplamadığınız odada kalabilir. Bunu engellemek adına öncelikle fizyolojik ihtiyaçlarınızı karşıladığınızdan emin olun. Sonrasında ise ortamı çalışmaya uygun hale getirin. Dağınık bir mekân dikkatinizi toplamanıza engel olacağı için odanızın derli toplu olmasına özen gösterin.

Aman dikkat! Eğer odanızı toplamaya niyetiniz hiç yok ise, “oda toplama-ders çalışma” ikilemini bir kısırdöngü içine sokmadan bırakın dağınık kalsın. Düzenli bir ortam tercihimizdir, ancak bazı şeyler olmayınca olmuyor… J

Çalışırken bir sandalyeye oturuyor olmanız ve önünüzde bir masa olması gerekir. Yatarak çalışmayın. Bu pozisyon beyninizde “uykuya hazırlanma” olarak algılandığı için bir süre sonra uykunuz gelir.

Sessiz bir ortamda çalışın. Çünkü müzikli veya sesli ortam hem beyninizi yorar hem de çalışma sürenizi uzatır. Özellikle bir konuyu anlamaya yönelik çalışmalarınızda cümleleri defalarca baştan okumanıza neden olacağı ve dikkatinizi toplamanıza engel olacağı için müzik vs. dinlemekten kaçının.

Cep telefonunuzu sessize alın ya da direkt kapatın. Günümüzde telefonlarımız mesaj, bildirim gibi uyarılarla bizi çok meşgul ettiği için, bu durum derse odaklanmanıza büyük ölçüde engel olacaktır.

Yatmadan önce tekrar et

Beynimiz bize der ki: “ Yeni öğrendiğin bir bilgiyi uzun süre saklayamam. Ama eğer üzerinden çok zaman geçmeden bilgiyi tekrar edersen, çok uzun süre saklayabilirim.” Bu yüzden öğrendiğininiz bilgiyi tekrar etmeye her gün zaman ayırmalısınız. Okulda iki saat tarih dersi işlediğiniz bir günü düşünün. Eve gittiğinizde yapacağınız şey, o iki saatte edindiğiniz Tarih bilgisini tekrar etmektir. Tekrar size yük gibi gelmesin. Çünkü denediğinizde, iki saat işlenen dersi en fazla 15 - 20 dakikada tekrar edebildiğinizi göreceksiniz. Yaptığınız bu küçücük faaliyet, o bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılmasına yardımcı olur.

Başlığı yatmadan önce diye attık. Aslında tam yatmadan önce olmasına gerek yok. Burada söylenilmek istenen şey, özellikle ders çalıştığınız günün sonunda uykuya geçildiğinde beyin sanki sindirim sistemi gibi o bilgiyi sindirmek üzere belleğinize aktarır. Bunu belki siz de fark etmişsinizdir; gün içinde çalışıp bir türlü anlamadığınız şeyleri ertesi gün daha iyi hatırladığınızı ve anladığınızı fark edersiniz. Bu yüzden sınavınızın olduğu günün bir gün öncesine kadar çalışmanızı tamamlamalı, belleğinizin bilgileri sindirmesine zaman tanımalısınız.

Kısa notlar al

“Söz uçar, yazı kalır” gibi klasik bir sözle başladığımız için bizi affedin. Ancak not almanın önemini daha iyi anlatan bir söz yoktur herhalde.

Yazılan bilgi, ya da yukarıda bahsedildiği gibi tekrar edilen bilgi neden akılda daha fazla kalır?

Şöyle basit bir mantık yürütebilirsiniz: bir şeyi öğrenirken ne kadar aktif olursan, öğrendiğin bilgi o kadar kalıcı olur. Yazarken beyniniz aktif, konu tekrar ederken de aktif. Çünkü sadece dinlemiyorsunuz, okuma ve yazma gibi bir faaliyet gerçekleştiriyorsunuz. Yazmak, hafızaya çok yardımcı olur. Bu yüzden hem ders sırasında anlatılanı unutmamak adına, hem de evde çalışırken küçük notlar almayı ihmal etmeyin.

 

Teatral yeteneklerini kullan

Madem biz aktif olunca daha iyi öğreniyoruz, yazma ve okumanın dışında bizi aktif kılacak başka yöntemler de olmalı. Oturduğunuz masanın karşısındaki duvarla güçlü bir bağ kurarak, birine konuyu anlatırmışçasına konuşun. Çünkü insan öğretirken, aynı zamanda öğrenir. Karşınızda kim ya da ne olduğu önemli değil. Bu bir kalem kutusu da olabilir, esir aldığınız bir aile ferdi de olabilir. Çalıştığınız konuyu o nesneye ya da kişiye sesli sesli anlatın.

Eğer düz anlatımdan sıkılırsanız bir şarkı, bir şiir bile oluşturabilirsiniz. Özellikle ezber yapmanız gerektiğinde kafiyeli bir şarkı veya şiir, çok iyi bir kodlama tekniğidir. Kodlama tekniğini zaman zaman öğretmenlerinizin de kullandığını görmüşsünüzdür.

Konu çalışırken mantık yürüt

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi amacımız öğrenirken aktif olmak. Ne kadar aktif olursak o kadar iyi öğreniriz. Bu yüzden anlamadığınız bir konuyu ya da yeni bir konuyu çalışırken ezberlemeye değil anlamaya odaklanın. Özellikle sözel derslerde neden-sonuç ilişkisi kurun, anlatılan üzerine düşünün, anlatılan şeyi hayal edin. Hatta okuduğunuz bir konunun bir bölümünde durun, yazılan yazının sonunu tahmin edin, beyin fırtınası yapın. Ezberlediğiniz değil, anladığınız şey beyninizde daha çok kabul görür.

Çalıştığın konunun ardından test çöz

Sürücü kursuna giden birini düşünün. Bütün trafik bilgisini edinmiş. Arabanın motoru ile ilgili her şeyi öğrenmiş. Arabanın nasıl çalıştırılacağını, nasıl duracağını, park etmeyi vs. teorik olarak öğrenmiş. Sizce bu kişi sadece bu bilgilerle araba süremeye başlayabilir mi?

Bu kişi araba sürmek için yeterli bilgiyi edinmiştir. Ancak deneyim kazanmamıştır. Bu yüzden yeterli direksiyon eğitimi almadıkça araba sürmeyi öğrenemez.

Bir konuyu öğrenmek de böyledir. Sadece konu çalışmak öğrenmek için yeterli olmaz. Konu içeriğiyle ilgili deneyim kazanmanız gerekir. Bunu da konunun ardından yeterince soru çözerek kazanabilirsiniz.

Soru çözmek çok önemli. Ancak bunu verimli hale getirmezseniz çözdüğünüz sorular vakit kaybından başka bir işe yaramaz. Bu yüzden çözdüğünüz soru sayısının fazla olmasına değil, soruları anlamaya odaklanın.

Deneme sınavlarında çok görülür. Öğrenciler yapılan her sınavda hep aynı tür soruları yanlış yapar. Çünkü sınav sonrası doğru ve yanlışlarını kontrol etmiş ancak, yanlış sorularını anlamak için zaman ayırmamıştır. Dolayısıyla bir dahaki sınavda yine benzer sorularda takılır.

Soru çözdükten sonra mutlaka yanlışlarınızı tekrar gözden geçirmeli ve soruyu anlamaya çalışmalısınız. Bunu tek başına halledemezseniz öğretmenlerinizden yardım alabilirsiniz.

 

 

Programlı çalış

Aslında kendinizi ne şekilde motive edebiliyorsanız o şekilde çalışın. Yani bir program olmadan çalışmayı başarabiliyorsanız sorun yok. Ama kendinizi rotasını kaybetmiş bir gemi gibi hissediyorsanız mutlaka bir çalışma programı hazırlayın.

Çalışma programınız saatli de olabilir, günlük hedef odaklı da olabilir. Buna siz karar verin. Bazı insanlar saatli çalışmayı severler. Bazıları ise saati saatine uyması gereken bir programdan hoşlanmaz. Bizim tavsiyemiz hedef odaklı çalışmanızdır; “her gün bir konu bitecek”, “her gün konu tekrarı yapılacak”, “her gün bir dersten test çözülecek” gibi. Hedef odaklı çalışırsanız o gün içinde gerçekleştirmeniz gereken hedefleri istediğiniz saatte yapabilirsiniz. Böylelikle günlük aktiviteler ya da ani gelişen durumlar motivasyonunuzu etkilemez.

Çalışma programınızda dinlenme aralarının olmasına özen gösterin. Bu araların süresi yine kişiye bağlı olarak değişir. Bazıları bir buçuk saat boyunca aralıksız çalışabiliyorken bazıları 40 dakikayı zor geçirir. Kendinizi tanıyarak en doğru programı yapın. Eğer çalışma programı oluşturmakta zorlanırsanız rehber öğretmeninizden yardım alabilirsiniz.

Arkadaşlarını emellerine alet et

Birlikte konuşup güldüğünüz arkadaşlarınızla, zaman zaman birlikte çalışın. Birbirinize sorular yöneltin, ya da konu anlatın. Anlamadığınız konuları anlattırın. Bu sayede hem çalışma süreci biraz daha eğlenceli hale gelir, hem de yardımlaşarak daha iyi öğrenebilirsiniz. Ancak bu grup çalışmaları gerekli olsa da çok sık olmamalı. Çünkü odaklanma açısından yalnız çalışmaya ihtiyacınız var.

Son olarak;

Özellikle zor konularda, karşılaştığınız en büyük engeli aşın: “Anlamıyorum, başaramam”. Bu düşünce sizi ardından şu düşünceye götürür: “Madem anlamıyorum, hiç çalışmayayım”. Küçük adımlarla da olsa çalışmaya bakın. Hayatta hiçbir emek karşılıksız kalmaz. Bu inançla çalışın. Unutmayın ki, hiçbir çaba göstermediğinizde daha huzurlu olmayacaksınız. İnsanı başarısızlık konusunda en çok yıpratan, düşük notlar almak değil daha iyi yapabilecekken gerekli çabayı göstermemiş olmaktır. Yani vicdanıyla verdiği savaştır. Elinizden geleni yapın ki, içiniz rahat olsun…

 

“İnsan, ancak çalıştığını kazanır.”

(Hz.Mevlana)

 

 

         CANSU YELKEN

      Psikolojik Danışman

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 10.11.2023 - Güncelleme: 19.12.2023 11:11 - Görüntülenme: 60
  Beğen | 0  kişi beğendi